2 Haziran 2013 Pazar

TANRI KOMPLEKSİ

Kalp ve Beyin cerrahları arasında rastlanan bir hastalık vardır.
Yaptıkları iş, hayat kurtarmak, yaşatmak, can vermek gibi kavramlarla örülü olduğu insan hayatını ellerinde tuttukları için bazıları bir süre sonra komplekse kapılmaya başlarlar.
Bu rahatsızlığın adı  '' Tanrı Kompleksi '' dir.

Anlaşılan o ki
Bizim çok değerli ve sayın bir o kadar da çok çok çok sevdiğimiz Başbakanımızın da böyle bir ruhsal problemi var.

Sanırım kendisi '' Peygamber kompleksi '' ne kapılmış.

Yukarıdaki çok çok çok sevgiyi şöyle açıklayabilirim.
Sokaktaki herkes günlerdir, anacak sevdiğiniz insanla yapabileceğiniz bazı şeyleri Başbakanla yapmak istediğinden söz ediyor.
Çok çok çok sevdiğimiz izlenimini buradan edindim.

Gelelim Peygamber Kompleksine..

Adamcağız nasıl böyle bir komplekse kapılmasın ki ?

Sen İETT Garajı Bakım Onarım Servisinde teknisyen ol, sendika mendika ayağına takılırken Refah Partisi gençlik kollarından Erbakan Hocanın dizlerinin dibine yerleş.
Sonra kimsenin, senin aday bile olduğunu bilmediği bir seçimde, basiretsiz ve beceriksiz Türk solunun son anda İlhan Kesici' nin karşısına Zülfü Livaneli' yi çıkartması sayesinde oyların bölünmesiyle bir gecede İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı ol.
Topu topu 3 yıllık Başkanlığın sırasında 1 milyar dolar para yap. ( dikkat dolar milyarından söz ediyorum )
Sonra o dönemin hükümeti salak gibi, sırf şiir okudun diye seni görevden alıp hapse göndersin, üstüne bir de kahraman ol.

Depremde beceriksizliği tavan yapan hükümet, başbakan yardımcısının yüzüne anayasa kitabı fırlatan Cumhur başkanı, ekonomik kriz, elindeki Apouyu bile asamayan koalisyon falan derken, Mesut Yılmaz' ın yerini kapan Erkan Mumcu ile Tansu Çiller' in boşluğunu dolduran derin devlet Mehmet Ağar merkez sağı senin yolundan çeksin. Üstüne üstlük Kemal Derviş' le  Hüsamettin Özkan'da  İsmail Cem'e kazık atınca
( adamcağız bu yüzden kahrından öldü ) yolunda kimse kalmasın.

Herkes senin ekmeğine yağ sürerken sen o milyar dolarla seçilemeyeceğini bile bile ampul partisini kur.

Sonra geri zekalı Deniz Baykal' ı Cumhurbaşkanlığı vaadi ile kekleyip, mazbatası iptal edilen jet Fadıl'ın yanına aynı bölgedeki CHP millet vekilini de istifa ettirtip orada seçim yolunu açtır, ara seçim yaptır,
Başbakan ol.
10 buçuk yıllık iktidarında diğer seçeneklerden tiksinmiş, cahil halkımın oylarını satın alıp bunun yanına sandık oyunlarını da ekleyerek her seçimde oyunu biraz daha arttır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi yargıyı , medyayı ele geçir, orduyu lağvet. Milleti de dandik televizyon dizileri, şike muhabbeti,yerli otomobil gibi konularla uyutup, 1994 ten bu yana 18 yılda servetini 730 kat arttır.
Etrafındaki yalakalar, herkes kul sen padişahmışsın gibi el pençe divan dursun...

E adamcağız ( inançları gereği tanrı olamayacağı için mütevazi davranıp ) peygamber kompleksine kapılmasın da ne yapsın...

Baksanıza ağzı bozuk Fatih Altaylı bile acaba bir şey der mi diye korka korka, nefes nefese, eşelene eşelene tir tir titreyerek konuşuyor adamın karşısında...

Halbuki Başbakan dediğin kim ?
Senin personelin. maaşını sen ben veriyoruz... Altındaki araba da senin benim, oturduğu konutta..
bir yığın işim gücüm var ben uğraşamam diye arsa ya da araba alıp satarken emlakçıya, muameleciye , hukuk işleri için avukata vekalet vermiyormuyuz. kurban keserken bile kasaba vekalet veriyoruz..
Ne farkı var Millet Vekili nin onlardan..  Onlarda bizim yol, su , elektrik, güvenlik gibi ihtiyaçlarımızın karşılanması için parasını vererek çalıştırdığımız adamlar değil mi...

O kadar cahiliz ki bunu ne seçmen biliyor ne seçilen..
Onun için bu komplekslere kapılıyorlar..

Muhtemelen Başbakanın etrafında ona doğru enformasyon sağlayacak kimse de yok.. Ya korkudan söyleyemiyorlar ya da yalakalıktan sadece duymaktan hoşlanacağı şeyleri işlerine geldiği kadar söylüyorlar..

Demiyorlar ki bu konunun ağaçla falan alakası yok.  Başlangıçta biz de öyle zannetmiştik ama sizden nefret eden çok büyük kitleler var diyemiyorlar.
İş pek öyle üç beş marjinal çapulcu işi değil , binler 10 binler değil 100 binlerce insan sokaklarda.. Polis işin bokunu çıkarttı yaşlı genç kadın erkek çoluk çocuk demeden herkesi gazlarla boğdu.. Kaçışırken ezilen, polis tarafından darp edilen yüzlerce yaralı var diyemiyorlar..

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Valiliği sırasında gösterdiği üstün yalakalığı ile İç İşleri Bakanlığı mertebesine yükselmiş Muammer Güler' in verilerine göre İstanbul'un hemen hemen her semtinde , ülkenin bir çok şehrinde 90 dan fazla noktada toplanmış insan selleri var..

Polis bu kalabalığın karşısında dayanamıyor .. Karakolardaki bütün göt göbek masa başı polislerini topladık . Adamlar ne kask takmayı ne jop kullanmayı biliyor, Muhteşem Yüzyılın Mohaç Meydan Muharrebesi figüranlar gibi çok komik görünüyoruz... Halk acziyetimizi anladı.. Ne kadar sert çıkarsak çıkalım evlerin, camilerin, okulların içine kadar gaz bombaları attık yine de başa çıkamıyoruz bizim barikatlarımızı söküp bize barikat kuruyorlar çekilmek zorunda kaldığımız yerlere tekrar giremiyoruz...

Hani o televizyonda protestocuların darp ettiği belediye otobüsleri diye gösterttiğimiz otobüsler var ya onları da oraya millet kaçışamayıp ezilsin diye biz barikat olarak koyduk, yoldan geçen belediye otobüsüne saldırılmış falan değil yani. İşi yüzümüze gözümüze bulaştırdık..

Millet gaz kokusundan Cihangir' de, Gümüşsuyu' nda Kurtuluş' ta cam açamıyor. Üç Beş tane ağaç için direnen, bir avuç eylemciden sokağa dökülmüş ve sizden nefret eden milyonlar yarattık diyemiyorlar..

İETT garajından Başbakanlığa gelmiş bir adam bu kadar aptal olamaz.  Diyebilseler anlayacak..

Ama Başbakan Peygamber Kompleksine öyle kapılmış ki Allah'tan sonra kendisi var sanıyor..  Onun için de kimse ağzını açamıyor.. O da hala ağaç meselesi sanıyor .. Hala CHP ye verip veriştiriyor..

Böyle büyük bir organizasyonu yapmak kiiiim CHP kim. Nerede CHP de o kabiliyet..
Başka bir iş yapamadığı için okulda kalıp doçent, profesör olmuş ne kadar kifayetsiz adam varsa onları doldurmuşlar koskoca Atatürk' ün koskoca CHP' sine. Başına da emekli SGK genel müdürü zavallı bir adamı koymuşlar..  Adamın kendine hayrı yok...Hem memur, Hem emekli.. Adamın liderlik vasfı yok ki neye faydası olsun...

Sonuç olarak bu olup bitenin ağaçla falan alakası yok.. Bu tamamen Tayyip Erdoğan'a, o saygısız, pervasız kahvehane ağızlı üslubu ile herkesi yaralaması, kaç çocuk yapacağımızdan ne yiyip ne içeceğimize kadar karışmasından, hayat tarzımıza yapılan umursamaz müdahaleden ,bu milletin islami değerlerden başka  değerleri de olduğunu kavrayamamasından, her milli bayramda bir bahane uydurup ortadan kaybolmasından, özetle aptal yerine konulmaktan duyduğu öfkenin sonucudur... Ve bu durum. tamamen örgütsüz bir sivil reaksiyondur...

Olup bitenden kimse kendine siyasi çıkar sağlamaya çalışmasın .

Görüntünün hiçte güzel olmadığı herkesin , eylemlerin içinde yer alan kalabalıkların bile söylediği bir gerçektir..
Sorumluluğu üzerine alıp 30 yılda 35 bin şehidi hiçe sayarak PKK ile bile barışan bir Başkabakana özür dileyip halkı ile barışmak yakışır..

Yoksa bu işler nereye varır bilinmez...
Ya yine dandik televizyon dizilerimize döner survivor, popstar falan izleyip daha hızlı bir şekilde İran'a doğru gideriz.. Ya da bu hareketi organize etmesi için başka bir Atatürk çıksın diye dua ederiz.. Ya da 80  öncesine başka bir pencereden bakarken kendimizi buluveririz..


Yoksa kimsenin taksim projesi ile bir alıp veremediği yok..
Bende isterim, işkal kuvvetleri takımlarını yendiğimiz, General Harrington Kupasını alıp İngilizleri mosmor ettiğimiz, Romanya ile 2- 2 berabere kaldığımız ilk Milli Maçımızı oynadığımız Taksim Stadı olarak kullanılan Topçu Kışlası orada yükselip milli bilincimizi ve şuurumuzu uyanık tutsun.. 86 da MSÜ ye girdiğinmden bu yana daha sık gidip geldiğim Taksim'deki, Sovyet anlayışından kalma çirkin, simsiyah AKM binasının yıkılıp  yerinde Sidney'deki ya da Paris' teki gibi gurur duyulacak yep yeni bir AKM Oplera Binası yükselmesini..
77 deki kanlı 1 mayıstan sonra bu ilkedeki herkesin hayali değil midir Taksim'in tamamen yayalaştırılıp Anıt Meydan olması.. O güzelim kilisenin etrafındaki dandik hamburgercilerin kaldırılıp, o eserin görünür hale gelmesi..

Bunlar çok güzel sözler..

Hiç gereği yokken bir ihtiras uğruna Taksim' e cami yapma inadından vaz geçilse bir de...
Varsın o da olsun.. Maksim' in yeri olabilir duruyor gerçekten.

Ama bu toplum bir özrü, kesinlikle hakkediyor Kasımpaşa' lının ağzından...
Seçildiği gün verdiği , bana oy vermeyenlerin de Başbakanıyım sözünü hatırlamalı ve özür dilemelidir.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder